Türkiye modernleşmesi ve Modern Türkiye tarihini derin analizler, çarpıcı tespitler ve zengin bir kaynakça ile aktarıyor. 1789 Fransız devriminden başlayarak bizi yaklaşık iki yüz yıllık bir modernleşme yolculuğuna çıkarıyor.
Kitaptan alıntılar;
- Küçük Kaynarca antlaşması Osmanlılara eşi benzeri görülmemiş bir yenilgiyi zorla kabul ettirdi. Kırım bağımsız bir siyasi varlık haline geldi.
- Yaşanan iki şok (1768-1792 Osmanlı – Rus savaşı ve 1798 Napolyon’un Mısır’ı işgali) Osmanlılara yönelik emperyalist tehdidi Avrupa diplomasisinin Doğu sorununa dönüştürmüştür.
- Yeniçeri ocağı resmen lağvedildi ve onunla yakından ilişkili olan Bektaşi tarikatı da büyük bir baskı gördü. Bektaşi tekkelerinin çoğu ve Kırşehir deki dergâh, bundan sonra etkisini artıracak olan Nakşibendilere devredildi.
- Az sayıda mali görevlisi olan devlet, birçok vergiyi doğrudan toplamayı başaramıyordu. Limanlarda ve diğer merkezlerde kontrol noktaları kurarak gümrük, resmi ve ticaret vergilerini toplamak nispeten daha kolay olduğu için bunlar nakit gelirlerin büyük bir kısmını oluşturuyordu.
- Ürünleri bakımından zengin olan Osmanlı tarımsal ekonomisi, modern çağa ileri standartlara göre düşük bir düzeyde girdi. Nüfus yoğunlukları o kadar azdı ki, birçok yerde toprağın boş kalması yaygın bir durumdu.
- 1830’lar itibariyle İstanbul’un nüfusu 375.000, Kahire 260.000, Edirne, İzmir, Halep, Şam, Bağdat, Tunus 100.000, Selanik 60.000 civarı.
- Ortalama ömür Anadolu’nun hiçbir yerinde 35’i aşmıyordu. Bununla birlikte 5 yaşına kadar yaşayan biri muhtemelen 50 yaşına kadar yaşıyordu.
- Bab-ı Ali’deki önde gelen devlet adamlarından biri olan Fuat Paşa devrin kaçınılmaz önceliğini şu şekilde ifade ediyordu; “ İslam yüzyıllardır kendi muhitinde mükemmel bir terakki vasıtası oldu. Bugün ise geri kalmış bir saate benziyor. Bu saati kurmak gerek.”
- Hiçbir şey ekonomik kaynakların yetersiz oluşu kadar Tanzimat’ın başarısına engel olamadı.
- 1870’ler Osmanlı ithalatının %45’i İngiltere’den tedarik ediliyordu. Onu yaklaşık %12’lik paylarla Fransa ve Avusturya – Macaristan takip ediyordu.
- 1839’dan önce olduğu gibi 1870’lerde de nüfus tespiti zordu. Tahmini nüfus 20 küsur milyon civarındaydı. Bu rakam yarı bağımsız bölgeler ile beraber 40 milyon civarı oluyordu.
- Namık Kemal yalnızca bir meşrutiyetçi değil, bir bütün olarak modern kültürün bir mimarıdır.
- Abdülhamit, Osmanlı tarihinin en tayin edici saltanat devirlerinden birinde, 1839’dan beri ellerinde bulundurdukları iktidarı mülkiye memurlarından geri aldı.
- Yunan ayaklanmasından sonra Rumların sadakatine olan inançları sarsılan Osmanlılar Ermenileri millet-i sadıka olarak adlandırmaya başladılar.
- Jön Türklerin çatı örgütü olan İttihat ve Terakki komitesinin bütün kurucuları, Avrupalı güçlerin desteklediği gayrimüslim ayrılıkçı hareketlerin tehdidi altındaki Türk olmayan Müslüman topluluklara (Kürt, Çerkez, Arnavut) mensuptu.
- İzmir civarında büyük çiftlikler başta İngilizler olmak üzere yabancılar tarafından kurulmuştu. 1900’e gelindiğinde ise Rum ve Ermenilerin eline geçmişti. Rum ve Ermeniler Adana civarında da büyük topraklara sahip oldular. Modern Türkiye.
- Osmanlı şehirleri arasında Selanik İstanbul’dan sonraki en büyük sanayi şehridir.
- Anadolu’nun 1914-1923 arasındaki nüfusunun %20’sinin ölüm, %10’unun göç sonucu kaybolduğu, kalanların yarısının da savaş nedeniyle topraklarından kaçmaya zorlandığı tespit edilmiştir.
- Asker olmamalarına karşın sürekli üniformayla gezinen Hitler, Mussolini ve Stalin’in aksine, Atatürk Cumhurbaşkanı olduğunda üniformasını çıkaran ve tatbikatlar dışında giymeyen muzaffer bir mareşaldi.
- 1927 sayımına göre okuryazar oranı %11. İlk, orta ve yükseköğretim toplam 5000 okul bulunuyor. 1950 üniversite mezunu 3061 kişi. 1924’te 1000 doktor ve 10.000 hastane yatağı bulunuyor.