Ömür dediğin üç gündür; Dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür. Usta şair Can Yücel’in bu mısraları aslında zamana nasıl bakmamız gerektiğini bize çok güzel özetliyor. Huzurlu ve mutlu bir yaşam için gerekli bakış açısının bu olması gerektiğine inanlardanım ben de. Fakat benim gibi birçok insanın yenmek şöyle dursun tıpkı deniz suyu içer gibi öğrendikçe daha çok öğrenmek istememize neden olan ve bastırılamayan merak duygusu hem zamanımızı hem de zihnimizi sürekli gelecekte tutuyor.
Modern araştırmalar ve gelişen tıp teknolojisi bugün bize insan ömrü için biyolojik sınırın 120 yıl olduğunu söylüyor. 2016 verilerine göre dünyada ortalama yaşam süresi 73 Türkiye’de ise 78 yıl. Bu veriler bize ortalama ömrün henüz biyolojik sınıra yaklaşmadığını da gösteriyor. Bu durumda benim gibi bugün 30’lu yaşlarında olan insanların verimli geçirebilecekleri yaklaşık 30 yılları var demektir. Teknolojinin öngörülemez hızda ilerlediği bu yüzyılda fütüristlerin gelecekle ilgili tahminleri çok geniş, belki büyük bir kısmı da gerçekleşecek fakat bugünden çok fazla kopmadan geleceği tahmin etmek daha doğru olacaktır. Bu yazımda güncel verilerden yararlanarak fazla ütopik olmayan öngörüler ile 2050 ye kadarki geleceğe bakmaya çalışacağız. Gelecek