• 1818’de ABD’de 100 milyon dolar sermaye ile toplam 338 banka faaliyet gösterirken 1914’te 27,3 milyar dolar aktifle 27844 banka vardı.
  • ABD’de siyasal hakların geniş dağılımı, özellikle Meksika’yla kıyaslandığında, finans ve krediye erişimde eşitliği güvence altına aldı. Bu da fikirleri ve icatları olanların bunlardan istifade etmesini sağladı.
  • Kurumlar gerçek hayatta davranış ve güdüleri etkilediklerinden ulusların başarı ya da başarısızlığını biçimlendirir. Bireysel yetenek toplumun her aşamasında önem taşır fakat pozitif bir kuvvete dönüştürülmesi için bunun bile kurumsal bir çerçeveye ihtiyacı vardır.

  • Ortadoğu’yu fakirleştiren coğrafyası değildi. Bunun nedeni Osmanlı imparatorluğunun genişleyip güçlenmesiydi ve bugün Ortadoğu’nun fakir kalmasının nedeni de bu imparatorluğun kurumsal mirasıdır.
  • İktisat genelde siyaseti göz ardı eder fakat siyaseti anlamak dünya eşitsizliğini anlamak için elzemdir.
  • Kapsayıcı ekonomik kurumlar ekonomik etkinliği, verimlilik artışını ve ekonomik refahı teşvik eder. Güvence altına alınmış özel mülkiyet hakları yalnızca bu haklar sahip olanlar yatırı yapmaya istekli olacağı ve verimliliği artıracağı için esastır.
  • MS 14’te Augustus’un yerini alan imparator Tiberius Pleb meclisini lağvetti ve yetkilerini senatoya devretti. Roma yurttaşları artık siyasal söz hakkına değil, bedava dağıtılan buğdaya, zeytinyağına, şaraba ve domuz etine sahipti ve sirk gösterileri ile gladyatör müsabakalarıyla avutuluyorlardı.
  • Ö 3500’te Mezopotamya’da, modern Irak’ta, Uruk ve Ur gibi modern şehirler yükseliyordu. Uruk’un nüfusu M.Ö 3500’te tahminen 14000 kişiydi ve bu sayı çok yakında 40000 e çıkacaktı.
  • Teknolojik yenilikler toplumları müreffeh bir hale getirir fakat aynı zamanda eskini yerine yeninin geçmesine ve belirli insanların ekonomik ayrıcalıklarının ve siyasal güçlerinin yok olmasına yol açar.
  • Köle ticareti başladıktan sonra tüm cezalar köleliğe dönüştü. Yalnızca cinayet değil hırsızlık ve zina da suçlunun köle olarak cezalandırılması ile sonuçlanıyordu.
  • Bugün var olan dünya eşitsizliğinin nedeni, bazı ülkelerin 19. ve 20. yy boyunca sanayi devriminden faydalanabilmesine karşın diğerlerinin buna imkân bulamamasıdır.
  • Bugün ülkelerin başarısız olmalarının en sık rastlanan sebebi sömürücü kurumlara sahip olmalarıdır.
  • Bugün uluslar başarısız oluyor, çünkü bu ulusların sömürücü kurumları insanların tasarruf, yatırım ve yenilik için ihtiyaç duydukları teşvikleri sağlamıyorlar.